GÜNCELLENEN RAPORUMUZU MİLLİ EĞİTİM TEŞKİLATIMIZA SUNDUK

31.08.2023

 

MEZUNLAR DERNEĞİMİZ ANTEMDER'İN 2019 YILINDA HAZIRLAYIP O DÖNEMİN MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM GENEL MÜDÜRÜNE BİZZAT TESLİM ETTİĞİ RAPORUMUZ,

HAZİRAN 2023 DE GÜNCELLENEREK;

T:C: Milli Eğitim Bakanlığı 

Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne 

Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğüne  Sunulmuştur. Yararlı Olmasını Diliyoruz.

 ANTEMDER’in  MESLEKİ ve TEKNİK EĞİTİMDE   SORUNLAR, SONUÇLAR, ÖNERİLER   RAPORU

1- RAPORUN GEREKLİLİĞİ.

2- RAPORUN AMACI.

3- ANTEMDER ÖNERİLERİ.

4- ÖNERİLERLE İLGİLİ  GÖZLEM VE DEĞERLENDİRMELER.

 

1-RAPORUN GEREKLİLİĞİ:

1.1-Antalya Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ( Antalya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)  Mezunları Derneği ANTEMDER’in, okul idaresi işbirliği ile kuruluşuna müteakip  aktif çalışma mekanının okul içerisinde  oluşturulması  ile birlikte, ANTEMDER kurucuları ve  kurucu başkan Makine Mühendisi Teknik Eğitimci Orhan YÜKSEL’in,  okulun atölye ve dersliklerindeki gözlemleri yoğunlaşmış;  zaman ilerledikçe öğretmen ve öğrencilerle  artan yardımlaşma ve diyaloglarda okulda ki eğitim düzeyinin, öğrencilerde ki mesleki eğitim ve öğretimin yetersizliği sürecinin olağanlaştığı  fark edilmeye başlanmış, araştırmalarımız devamında  İlimizde ki muadilimiz olan diğer okullarımızda da durumun daha farklı ve daha iyi olmadığı anlaşılmıştır.

 1.2-  Günler ilerledikçe  ANTEMDER  mensuplarının kendi mezun oldukları yıllardaki eğitim süreçleri ve sonuçları ile mevcut dönem ve durumun kıyaslamaları artmış bu durum sohbet ve tartışma gündemlerinin odağına oturmuştur.

Dönemlerinde Antalya ve Türkiye'nin en başarılı okullarından olan okulumuzun  geldiği nokta ve sonuçlar ve özellikle de akademik başarının düşüşü, Üniversite kazanan mezun sayısının azalması,  dernek üyeleri ve dernek yönetimdeki endişeleri ve “Bizim Okulumuz bu noktada ise diğer okullardaki durumlar daha vahimdir” yorumlarını artırmış ve yetersizliğin genel uygulamalardan  kaynaklandığı tezi ağırlık kazanmıştır.

1.3- ANTEMDER’in Okula Dönüş Projesi kapsamında,  okulda ki öğrenci kardeşlerimizin  önceki dönemler mezunları ile ilişkilerinin  artırılmasına paralel olarak, sektörel piyasada meslek okulu mezunlarının branşları  bazında ihtiyaçları karşılamadığı, özellikle küçük ve orta ölçekli sanayi de, usta ve teknisyen düzeyinde eleman/personel yetersizliklerinin arttığı gözlemlenmiştir.

 1.4-Eğitim sistemindeki son yıllarda yapılan düzenlemeler, toplumdaki  beklentiler ve algılardaki değişmelere de paralel olarak ÇIRAKLIK olgusunun yok olmaya başladığı, sanayinin  kendi içinden/bünyesinden  çırak yetiştiremediği ve aynı nedene  bağlı olarak Çıraklık Eğitim Kurumlarının da  işlevsizleşmeye  başladığı vb. nedenlere bağlı olarak sanayide  teknik insan sorununun her geçen gün arttığı, artışın ağırlıklı olarak Mesleki Teknik Eğitimde ki uygulama ve yöntemlerden  kaynaklandığı gözlemlenmiştir.                                                                                                                      

1.5-Kamu oyuna paralel olarak devlet  literatüründe de “ARA ELEMAN” olarak adlandırılan                                                                                                                          Mesleki Teknik Okul mezunlarının “ ARANAN ve  ANA ELEMAN” durumuna geldiği ancak ihtiyaca uygun vasıflı, donanımlı teknik elemanın bulunamadığı, dolayısı ile mezunların çoğunluğunu sanayicinin talep etmediği anlaşılmış olup, mezun olan öğrencilerimizin  branşları ve teknik alanlar dışında ki işlerde (turizm vb. hizmet sektörlerinde) çalıştığı gözlemlenmiştir. Son yıllarda sektör temsilcileri Okulumuza ve Derneğimize ulaşarak teknisyen ihtiyaçlarını belirtmekteler ama onlara yeterince yardımcı olamamaktayız.

 1.6- ANTEMDER’in okulumuz öğrencilerinde: Okula ve mesleğe aidiyet duygusunun geliştirilmesi, motivasyon ve başarının artırılmasına yönelik olarak uygulamaya koyduğu “OKULA DÖNÜŞ PROJESİ” sinin alt başlıklarından olarak, 9. sınıflarda bölüm/alan, branş bazında bilgilendirme, öğrenci kardeşlerimizde mesleki farkındalığı artırarak kişisel gelişimlerini destekleme amacı ile düzenlenen  sunum, söyleşi ve konferanslar  sürecinde; 

1.6.1- 9. sınıfların okula başlarken kendilerini boşlukta hissettikleri, meslekler konusunda yeterli bilgi ve kararlılıklarının olmadığı, girdikleri alan ve dallar konusunda yeterli bilgi ve algılarının olmadığı, bir çoğunun başka okullara gitme isteğinde olduğu, kendilerini henüz okulumuza ait görmedikleri,

1.6.2- Öğrencilerin orta okullarda ve özellikle 8. Sınıflarda Lise düzeyinde ki okullar ve meslekler  konusunda aydınlatılamadığı, yetenekleri konusunda belirleyici, yönlendirici plan ve programların yetersiz olduğu, velilerinin de yeterli bilgileri olmadığı, gözlenmiştir.

Veliler Meslek Liselerine giden çocuklarının, çalışması halinde Üniversiteye gidebileceğini bilmeli, çocuklarının ARA Elaman olmayacağını, aranan teknik insanlar olacağını algılamalı, buna inandırılmalıdır.

1.6.3-  Öğrencilerimizin, devlet dilinde de mezunlarımız için kullanılan “ ARA ELEMAN” tanımından olumsuz etkilendiği, bu tanımın Meslek Liselerimizin toplumda ki ALGISINI küçülttüğü, basitleştirdiği; bu nedenle de okullarımızın tercih edilmediği, bizzat Sayın Milli Eğitim Bakanımız ve teşkilatının bu konuda hassasiyet göstererek Ara Eleman yerine “TEKNİK İNSAN, TEKNİSYEN vb. daha olumlu tanımlar üretilip uygulanması, devlet dilinde de olumlu tanımlar kullanılması gerektiği gözlenmiştir.

1.6.4-Mühendisliğin branşlar bazında tanıtılması süreçlerinde öğrencilerimizin çarpıcı bir şekilde “kaç lira kazanırım” sorusu sordukları bu şekliyle paraya endekslendikleri vb. gözlemler, bu okulun ürünleri ve önceki sonuçları olan mezunlar derneği mensuplarının endişelerini artırmıştır.

 1.7- Yukarıda sıralanan saptama ve gözlemlerin ardından; ANTEMDER kurucu başkanı  Orhan YÜKSEL’in “GÜZEL OKULUMUZ, SEN BİZE HAYAT VERDİN BİZ DE SENİ YAŞATACAĞIZ” sloganı ve “karanlığa küfretmekle aydınlık gelmeyeceğinin” bilinci ile, yanan ışıkların desteklenmesi ve yeni ışıklar yakılması anlamında, bu raporun hazırlanarak Devletimizin yetkili kurumlarına, muhatap ve paydaşlara sunulmasının  Mesleki ve Teknik Eğitimin gelişiminde yararlı olacağı bu nedenle  de  GEREKLİLİĞİ  kanaati hasıl olmuştur.

        2- RAPORUN AMACI:

Milletimize ve okulumuza aidiyet duygularımız ve sevgimiz, milletimizin sorumluluk bilinci taşıyan fertleri ve okulumuzun mezun ve mensuplarından oluşan sivil toplum örgütü olarak 1. Maddede sıralanan ana konular ve bağlantılı tali konuların Milli Eğitim Teşkilatımıza yön veren YETKİLİ ,SORUMLU ve UYGULAYICILARA    iletilerek  katkı sağlamayı, çözüm ortağı olmayı AMAÇLADIK.

Görüş, yorum ve önerilerimiz ağırlıklı olarak önce ki isimleri “TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ” olan Endüstriyel tabanlı eğitim veren okullarımızla ilgilidir.

 

3- ANTEMDER ÖNERİLERİ:

3.1.1- Mesleki ve Teknik  Eğitimin en önemli unsuru ve sorunu TEKNİK ÖĞRETMEN   yetiştirme konusudur.  Teknik öğretmenlik eğitimi, gelişen teknolojik olanaklar da değerlendirilerek, sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak  ve yenilikler kazandıracak, programlarla yeniden düzenlenmelidir. Gerekirse öğretim süreleri artırılarak pedagojik, sosyal  ve kültürel boyutta eğitimleri yoğunlaştırılmalıdır.

                                                                                                                                           

1980 öncesi uygulamalar dikkate alınmalı, Teknik Öğretmen okulu veya Teknik Öğretmen yetiştirecek Fakültelere mutlaka meslek okulu öğrencileri alınmalı, meslek okulunda okuduğu branşın öğretmeni olabilmelidir. Bu okullara Meslek Liseleri haricinden, düz liselerden öğrenci alınmamalıdır. “Ağaç yaş iken eğilir” ata sözümüz misali, 18 yaşından sonra uygulamalı, beceriye dayalı teknik mesleklerin öğrenilmesi mümkün görünmemektedir.

3.1.2- Öğretmen okulu veya fakültelerden mezun olup meslek okullarına görevlendirilen Teknik Öğretmen, bir yıl süreyle branşında deneyimli olan bir teknik öğretmenin yanında yardımcı olarak çalışarak deneyim kazandırılmalıdır.

3.1.3- Meslek öğretmenleri  için, her yıl branşları ile ilgili teknolojik gelişmelerin gösterileceği iller ve ülke bazında  seminer, kurslar ve teknik geziler  düzenlenmelidir. (Madde: 4.1.1.1)

3.2-Teknik öğretmenlerde olduğu gibi diğer kültür öğretmenleri de kendi branşlarında görevlendirildikleri okullarda bir yıl süreyle deneyimli branş öğretmeni yanında yardımcı olarak görev yapmalıdır.( 4.1.1.2)

            3.3- Okullarda tüm öğretmenlerin kaynaşmalarını, dayanışmalarını sağlayacak sosyal ve kültürel etkinlikler, eğlenceler  sıkça tekrarlanmalı, bu konuda okul idareleri çözümler üretmelidir. (4.1.1.3)

            3.4- Öğretmenler giyim, kuşam, davranış üslup vb. yönleriyle öğrenciye örnek olmak zorundadırlar. Öğretmenin ilk görevi öğretmek değil, örnek olmaktır. Öğretmenler derslere ve atölyelere, belirlenmiş olan uygun önlük vb. özel kıyafetlerle girmelidir. Öğrenciden okulun belirlediği kıyafete uyması istenirken, öğretmenler de okul ortamında belirli  standartlara uymalıdır (4.1.1.4)

            3.5- Eğitimin başarısı ve verimliliği öncelikle öğretmenin yeterliliği ve motivasyonuna bağlıdır. Öğretmenler ekonomik ve sosyal anlamda diğer mesleklerden ayrı değerlendirilmeli, ekonomik  yetersizlik nedeniyle öğretmen ikinci iş arayışında olmamalıdır. Bilinmelidir ki öğretmeni, öğretim üyesi mutlu olamayan millet asla mutlu olamaz. (4.1.1.5)

            3.6- Özellikle Endüstri Meslek Liselerinin atölyelerinde mutlaka kadrolu branş teknisyenleri görevlendirilmelidir.(4.1.2.1  )

            3.7- Okulların kapasitelerine ve ihtiyaçlarına uygun sayı ve nitelikte ofis memuru ve yardımcı hizmetler personeli görevlendirilmelidir.( 4.1.2.2)

            3.8- Okullarımızda öğrencilerin katılacakları sosyal ve kültürel etkinlikler planlı olarak artırılmalıdır. Eğitimin sadece sınıf ve atölyelerden ibaret olmadığı yaşam eğitimi ve tecrübenin etkinliklerle kazanıldığı unutulmamalıdır.(3.1.3)

            3.9- Okullarımız  Mezunlar Dernekleri vb. gönüllü sivil yapılarla desteklenmelidir. Mezunlar derneğimiz ANTEMDER’in kuruluşundan itibaren öğrencilerimize sağladığı moral motivasyon ve okula aidiyetin geliştirilmesi konularında ki destekleri dikkate alınmalıdır. (4.1.4)

            3.10- Okullarımıza mutlaka sınavla öğrenci alınmalıdır. Okullarımıza gelen öğrencinin vasatı / kalitesi oranında mezunlar da kaliteli olacaktır. Okula gelen öğrenciler ilk yılın ( 9.sınıfın) ilk yarısında ortak sınıf atölyelerinde yoğunlaştırılmış  genel mesleki beceri ve teknoloji eğitimleri almalı, okulunda ki alanları tanımalı, ikinci yarı yıl da yeteneğine ve kapasitesine uyan alan/bölüm seçmeli ve seçtiği branştan mezun olmalıdır.

Öğrenci sürekli alan değiştirmemelidir. Okula kayıt yaptırırken O okulda bulunan alanlardan birini seçmek üzere kayıt yaptırmalıdır. (4.1.5.1) (4.1.5.2)

            3.11- Kamuoyu mesleki ve teknik okullarımızı yeterince tanımamaktadır. İller bazında O ilde bulunan meslek okulları, özellikleri, bölümleri/alanları vb. konularda etkin tanıtımlar yapılmalı Meslek Liselerimize daha vasıflı öğrencilerin gelmesi sağlanmalıdır.  Okullarımıza sınavsız öğrenci alınmamalıdır.

Derneğimizin tanıtım faaliyetleri esnasında bir velinin “Endüstri meslek lisesine kız öğrenci alındığını bilmiyordum” ifadesi göz ardı edilmemelidir. (4.1.5.3)

3.12- Özellikle okulumuz gibi Proje  okullarımızda “adrese dayalı okul tercihi zorunluluğu”

mutlaka kaldırılmalıdır. Öğrenci il bazında sınavını kazanabildiği proje okuluna gidebilmeli, ilk yarı yılın ortak eğitimine müteakip prensipler, belirlenecek makul kurallar çerçevesinde başka okula geçiş yapmalı ve tekrar dönüşü olmamalıdır.  Son yıllarda literatüre giren NİTELİKLİ OKUL tanımından vaz geçilmelidir. Çünkü diğer okullar mensupları ve özellikle ÖĞRENCİLER kendilerini NİTELİKSİZ olarak algılamaktadırlar. Okullarımız Daha uygun tanımlarla katagorize edilmelidir.(4.1.5.4)

                                                                                                                                                               Meslek Liselerinin tamamında aynı yönetmelikler uygulanmamalı, Okulların özelliklerine uygun farklı kurallar olmalıdır. Endüstriyel Eğitim veren okul ile hizmet sektöründe Turizm eğitimi veren okulun kuralları aynı olmamalıdır.

            3.13- Öğrencilerin sınıf geçme konusu  yeniden değerlendirilmeli, başarısız öğrenci sınıf tekrarı yapmalıdır. Özellikle atölye dersinden kalan öğrenci O dönem dersini yeniden almalı veya sınıf tekrarı yapmalıdır.  Başarısız öğrencinin bir üst sınıfa geçirilmesi okulun  genel verimliliği ve sistemin başarısını da olumsuz etkilemektedir. Özellikle  12. sınıf öğrencilerinin işletmelerde aldıkları puanların/notların sınıf geçmeye etkisi azaltılarak okul başarısı ve öğretmen kanaati ön plana çıkarılmalıdır.(4.1.5.5)

            3.14- Okulun bulunduğu İl veya İlçede, okulda bulunan branşlarla ilgili yeterli donanımda  ve kapasitede işletmeler yoksa, 12. Sınıf öğrencisi meslek eğitimine, okulunun atölyesinde piyasaya uygun programlar geliştirilerek  devam ettirilmelidir.  Öğrenci ne şartla olursa olsun anlayışıyla okul dışına uygulamaya gönderilmemelidir.

            Son yıllarda Öğrencilerin uygulamaya gönderileceği iş yerlerinden ”USTA ÖĞRETİCİLİK BELGESİ” talep edilmektedir. Bu konularda mantıklı makul istisnalar sağlanmalıdır.(4.1.5.6)

            3.15- Mesleki Teknik okullara yöneticilik vasıflarına sahip, branşında en az üç yıl bölüm/alan şefliği ve devamında en az 4 yıl teknik müdür yardımcılığı yapmış teknik öğretmenler müdür olarak görevlendirilmelidir. Endüstriyel Eğitim veren Okullara aynı branşlarda eğitim almayan öğretmenler müdür olarak atanmamalıdır.(4.1.6)

            3.16- Mesleki ve Teknik Okulların isimleri eğitimini verdiği ana konuyu kapsayacak şekilde ( Endüstri, Turizm, Sağlık, Kimya,Yapı vb) düzenlenmeli, okulumuzun ismi de tekrar “Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi” olmalıdır. Anadolu lisesi özelliği taşımayan okullara “Anadolu Lisesi” ismi konulmamalı, kamuoyu yanıltılmamalıdır. (4.1.7)

            3.17- Okullarımızın atölyeleri gelişen teknolojilere uygun ve sanayicinin de kullandığı makine ve teçhizatlarla desteklenmelidir. ( 4.1.9.1)

3.18- Her kentte okullarımızda bulunan eğitim plan ve programlarına  uygun, yeter sayıda makine  

ve uygulama ortamları bulunmamaktadır. Bu ve benzeri durumlarda 12. sınıf öğrencileri mesleki eğitimlerini okullarının atölyelerinde tamamlamalıdır.( 4.1.9.2)

            3.19- Okullarımızın atölyelerinde, bizzat iş başında üretime yönelik iş yaparak eğitim verilmektedir. 6331 sayılı  iş sağlığı ve iş Güvenliği kanuna okullara ve ihtiyaçlarına uygun, eğitimi engellemeyecek maddeler, çözümler eklenmeli ve uygulanmalıdır. Örneğin İnşaat Alanında ki  öğrenci güvenlik çekincesiyle iskeleye, çatıya çıkarılamamaktadır. Bu uygulamayı yaşamayan öğrenci mesleğini nasıl öğrenecektir ? .( 4.1.9.3)

3.20- Atölyelerimizde eğitim gören öğrencilerin mesleklerini gereğince öğrenmeleri için,

yeterince uygulama/temrin yapmaları gerekmektedir. Bölümlerin özellik ve ihtiyaçlarına uygun yeterli temrinlik/uygulamalık malzeme temin edilmelidir.(4.1.10)

3.21- Okullarımızın genelinde ve özelliklede atölyelere gereken özellik ve miktarlarda temizlik ve  

bakım malzemesi temin edilmeli. Yeterince ödenek verilmelidir. Okul yönetimleri okul aile birliklerinin zorlukla topladığı bağışlara muhtaç edilmemelidir.

3.22- Okullarımızda klasik sınıflarda eğitimler sürdürülmektedir. Özellikle kalabalık sınıflarda

 havalandırma vb. sorunlar eğitimi olumsuz etkilemektedir. Okulumuzdaki çok amaçlı salon ihtiyacı karşılamamaktadır. Çok amaçlı salon sportif eğitim ve faaliyetler için kullanıldığı gün tiyatro, konferans, müzikal etkinlikler vb. faaliyetlere kullanılamamaktadır.  Toplu eğitimler ve kültürel etkinlikler için ayrıca anfi tarzında salonların olması eğitim kalitesini yükseltecektir. (Okulumuzda anılan ihtiyacın karşılanması için derneğimiz okulumuza kültür merkezi kazandırma girişimlerini sürdürmektedir.)

            3.23- Meslek Liselerimize vasıflı öğrencilerin gelmesi için Endüstri meslek lisesi öğrencisi, okuduğu bölümlerin üst eğitimlerine geçerken ek puanlarla desteklenmelidir. Örneğin Makine ve Motor bölümlerinden mezun olan öğrencilerin Makine Mühendisliği Endüstri Mühendisliği vb. tercih etmeleri durumunda ek puanlarla avantajlar yaratılmalıdır. Yapı Bölümlerinden mezun olan öğrencilerin İnşaat Mühendisliğine, Yapı Ressamlığından mezun olan öğrencilerin Mimarlık’a geçişlerinde avantajlar sağlanmalıdır.  Benzeri avantajlar Mesleki ve Teknik okulların cazibesini artıracak, daha vasıflı öğrenci gelmesini sağlayacaktır.                                                                                             Güncel yaşamda meslek lisesi kökenli mühendislerin fabrika ve şantiyelerdeki pratik üretim yöntemlerinde daha başarılı olduğu ve günümüzde sanayicinin meslek lisesi kökenli mühendis aradığı ama bulunamadığı, gerçeği dikkate alınmalıdır.

3.24- Endüstriyel tabanlı eğitim veren ve bir önceki isimleri “Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi” olan okullar içerisinde Çocuk Gelişimi, Bilgisayarlı Muhasebe, Güzellik ve saç bakımı, Hasta ve  Yaşlı hizmetleri Gıda vb. alan ve dallar olmamalıdır.

Endüstriyel  anlamda ve teknik hizmetler sınıfına dahil, temel mühendisliklerin (Makina, Elektrik, Motor, Endüstriyel Otomasyon vb.) alt yapısını hazırlayan Alan ve Bölümler aynı binalarda eğitim vermelidir. Diğer Akademik dallar, sosyal ve yardımcı hizmetler alanında eğitim verecek  olan alan ve dallar  da ayrı müstakil binalarda  ayrı okullarda olmalılar. (4.1.8)

3.25- Öğrencilerin mezun olduktan sonra sanayinin  ana insan gücünü karşılayabilmesi için Atölye ve meslek derslerinin ders saatleri toplam programlar içerisinde mutlaka artırılmalıdır.

3.26- Çıraklık Eğitim Merkezleri isimlerimin MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (MESEM)  olarak değiştirilmesi kamu oyunda olumlu yankılanmıştır. “Çırak” sözcüğün muhatap öğrenciler ve velileri üzerindeki olumsuz yansımaları azaltılmıştır. Mesem programında ki öğrencilere destek ödemesi yapılması da teşvik edici olmuştur.

Ancak MESEM Programlarına ayrılan ve haftada sadece bir gün okul gören, çoğunlukla da MTAL’lerinde başarısız ve uyum sağlayamayan öğrencilerin haftada bir gün normal Mesleki Teknik Liselerde ve özellikle de Proje Okullarımızda ki öğrencilerle, aynı okul bahçesini, aynı koridorları ,WC leri vb. paylaşıyor olmalarının  olumsuz yansımaları görülmektedir.

Bu öğrencilerimizin MESEM olarak ayrılmış okullarda eğitim almalarının ve onlara uygun eğitim programlarının düzenlenmesinin daha yararlı olacağı kanaatindeyiz.

3-27-  Meslek Lisesi Öğrencilerimizin Staj/uygulama süreçlerinde iş yerlerinde ki çalışmaları Emeklilik sürelerine eklenmelidir. Bu konuya çözüm üretilmesi Mesleki Teknik Eğitime ilgiyi  artıracaktır. Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuda etkin çalışmalı, çözüm üretmelidir.

3.28- Geçmiş dönemlerde de olduğu gibi, bazı branşlar için ; YAPI MESLEK LİSESİ, MOTOR MESLEK LİSESİ vb. İhtisas Okulları oluşturmanın da düşünülmesinde yarar görmekteyiz. İhtisas okullarında ana konu ile iç içe olacak Sıhhi Tesisat Isıtma vb. dallar da açılarak desteklenebilir.

 4- ÖNERİLERLE  İLGİLİ   GÖZLEM VE DEĞERLENDİRMELER

4.1- Mesleki ve Teknik Eğitimin Unsurları:

4.1.1- Öğretmen Eğitimi:

 4.1.1.1- Teknik Öğretmenler:

4.1.1.1.1- 1930 ‘lu yıllarda Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu olarak Milli Eğitim  Bakanlığı

 bünyesinde açılan Teknik Öğretmen okuluna, açılışından itibaren öğretmenlik mesleğine yatkın gençlerin, sanat okullarından tespit edilerek okul öğretmenlerinin de tavsiyeleri ile yönlendirilmesine karşılık;   1970’ lerden itibaren değişen öğrenci seçme sistemindeki değişikliklere de bağlı olarak Yüksek Teknik Öğretmen Okuluna öğrenci seçimi konusu  önceliğini ve ayrıcalığını yitirmeye başlamış, 1980 li yıllarda bu okullara düz lise mezunlarının da alınması ile; mesleğinde yeterli, beceri düzeyi yüksek  nitelikli teknik öğretmenler yetişmez olmuştur. Teknik Öğretmenin yetersizliği teknik eğitimde ki  yetersizliğinin temel etkenlerinden olmuştur.

            4.1.1.1.2- Uzun yıllar Ankara da tek merkezden teknik öğretmen yetiştirilirken, Elazığ ve İstanbul da da aynı amaçlı okullar  açılınca, mezun olan öğretmenler arasında bilgi, beceri ve mesleki donanım farklılıkları oluşmaya başlamıştır. Bu durum Sanat Okullarındaki mesleki eğitim kalitesinin sarsılmasını başlatmıştır.

            4.1.1.1.3- 1982 yılında Yüksek Teknik Öğretmen Okullarının fakülte ismiyle üniversiteler bünyesine alınması, döner sermayelere bağlı olarak üretime yönelik eğitim yapılan atölyelerin  laboratuvar anlayışı ile kullanılmaya başlanması, döner sermaye bağlantılı üretim süreçli eğitimin durması, okullardaki atölye ve uygulama ders saatlerinin azaltılması, sınav sistemlerine bağlı olarak bu okullara daha çok lise mezunlarının girmeye başlaması ile TEKNİK ÖĞRETMENLİK kurumu bitirilmiştir.

                                                                                                                                                                        4.1.1.1.4- Mesleki ve Teknik Eğitimin asli unsurlarından olan Teknik Öğretmen’in yetersizliğine paralel olarak Mesleki ve Teknik Eğitim de bu günkü halini almış, okullarımız  sektörün ihtiyaçlarını karşılamaz duruma gelmiştir.

            4.1.1.1.5- Meslek öğretmenleri  branşlarındaki teknolojik gelişmelere uzak kalmaktadırlar. Buna bağlı olarak öğrenci de teknolojinin gerisinde kalmaktadır. Meslek öğretmenleri  için, her yıl branşları ile ilgili teknolojik gelişmelerin gösterileceği seminer ve uygulamalı kurslar iller bazında periyodik olarak düzenlenmelidir.

 

4.1.1.2- Diğer Ders Öğretmenleri:

4.1.1.2 - Teknik Öğretmenlerde olduğu gibi farklı fakültelerden yetişen diğer kültür

Öğretmenlerinin de, Geçmişte Milli Eğitime Bağlı “Yüksek Öğretmen Okulları” nda yetişen öğretmenlerin mesleki yetenek ve yeterlilikleri düzeyinde olmadıkları ve  eğiticilik formasyonlarının yeterli olmadığı gözlenmektedir.

Özellikle fakültelerden yeni mezun olan öğretmenler ilk yıllarında yetersiz kalmakta, deneyim kazanana kadar etkili ve verimli olamamaktadır. Farklı fakültelerden mezun öğretmenler arasında yeterlilik anlamında bariz farklar olduğu ve aynı okulda aynı branştaki öğretmenler arasındaki farklılıkların öğrenci üzerinde ve okul başarısında olumsuz etkiler yapmakta olduğu gözlenmektedir.

4.1.1.3- Öğretmenler arası diyalog yetersizliği:

Farklı yaklaşımlı sendikalara üyelik vb. farklı nedenlere de bağlı olarak okullarımızda

Öğretmenler  arasında mesleki, kültürel ve insani diyaloglar yetersiz kalmakta, özellikle teknik öğretmenler ile diğer branş öğretmenleri arasındaki kopukluk ve diyalog eksikliği bariz fark edilmekte ve bu durum okulların genel başarısını olumsuz etkilemektedir.

            4.1.1.4- Öğretmenlerin kılık kıyafet ve davranış yetersizliği:

            Öğretmenlik doğası gereği öğretmekten önce ÖRNEK OLMA sorumluluğu taşıyan bir meslektir ve öğretmenlerin  öğüt vermeden önce örnek olunması gerçeğinden hareket etmesi gerekir.

 Son yıllarda siyasal serpilmelerin de etkisi ile gündeme gelen kılık kıyafet serbestliği öğretmenlerin büyük çoğunluğunda olumsuz sonuçlar doğurmuş, öğretmenlerin çoğunluğu görsel tutum ve davranışları ile öğrencilere pozitif  örnek teşkil etmez olmuştur.

İlk dönemlerde öğretmenler her halleriyle öğrencilere örnek olan insanlardı ve O dönem mezunları onların izlerini taşıyor. Önceki dönemlerde  olumsuz örnek oluşturan öğretmen sayısı daha az iken;  Mevcut öğretmenler arasında  bu oran tersine dönmüş durumdadır. Öğretmenin düzenli  ve örnek olması, öğrencide de düzeni, disiplini  ve başarıyı artıracaktır. Bu anlamda öğrenci denetlenirken, öğretmen de denetlenmelidir.

            4.1.1.5- Öğretmenlerin moral ve motivasyon yetersizliği;

            Eğitim öğretimde  başarının artırılması çabasında öğrencilerde moral ve motivasyon artırıcı çalışmalara yer verilmektedir, doğrudur. Ancak okullarımızda aynı çaba öğretmen motivasyonunun artırılmasında görülmemektedir, öğretmenin verimliği göz ardı edilmemelidir. Öğretmenleri mutlu olamayan toplumun mutlu olamayacağı  bir gerçektir  ve asla unutulmamalıdır.

            4.1.1.6- Okullarımızda döner sermaye işletmeleri aktif hale getirilerek öğretmenler üreterek öğretmeli, beceri gelişimi ve ücret anlamında desteklenmelidir.

 

4.1.2 - Teknisyenler, Ofis memurları ve Yardımcı hizmetler personeli:

4.1.2.1-Mesleklerin uygulanarak öğrenme mekanları olan atölyelerde, ilk yıllarda teknik

hizmetler sınıfından kadrolu branş Teknisyenleri görev yaparlardı. Teknisyenler atölyelerdeki eğitim öğretim, makine araç gereç ve malzemelerinin bakımlarını yürütürler, usta öğreticiler olarak da görev yaparlardı. Öğretmenler sık sık değişse de teknisyenler yıllarca aynı atölyelerde görev yaparlar ve genel anlamda atölyelerin sahipleri konumunda uygulama eğitimlerinin temel unsurlarından olurlardı.

 Zaman içerisinde meslek okullarındaki genel personel yetersizliklerinin ardından atölye teknisyenlerinin idari hizmetlerde görevlendirilmeleri gündeme gelmiş, atölyelerde teknisyen kalmamıştır. Maaş ve ek ödemelerini teknik hizmetler sınıfından alan teknisyenler ofislerde  orta okul ve düz lise mezunlarının yapabilecekleri işlerde çalıştırılarak hem  personel israfı  yaşanmış hem de                                                                                                    

atölyelerde mesleki eğitimde verimi düşüren temel etkenlerden olmuştur ve benzer uygulamalar bir çok okulda  devam etmektedir.

4.1.2.2- Okullarda idari ofis hizmetlerini yürütecek memurların sayısal yetersizliği ve okulun genel

anlamda temizlik ve bakımını yürütecek yardımcı hizmetler personelinin yetersizliği okullarımızın genel verimliliğini olumsuz etkilemektedir.

Benzer yetersizliklerle uğraşan idareciler eğitim öğretim organizasyonuna yeterince zaman ayıramamakta benzeri sorunları aşmak için okul aile birlikleri aracılığı ile öğrenci velilerinden toplanacak katkı payı ve bağışlara bağımlı olmakta, idarecilerle veliler arasında sorunlar yaşanmakta bu durum da eğitimde kalite ve verimliliği düşüren etkenlerden olmaktadır..

 

4.1.3- Okullarda sosyo kültürel faaliyetlerin yetersizliği:

Ders programlarının yoğunluğu, öğretmenlerin ekonomik  ve sosyal  sorunları ve

Okullarda ki yönetsel yetersizlik ve imkansızlıklara da bağlı olarak okullarda öğrencinin yaşamına ve okuluna tutunmasını sağlayacak  olan sanatsal içerikli tiyatro müzik, münazara vb. etkinlikler; Farklı dallarda sportif etkinlikler yarışmalar  yetersiz kalmakta, bu yetersizlikler öğretmen ve öğrencilerde  moral motivasyon, işbirliği ve okula aidiyet duygularının gelişimini engellemektedir. Bu yetersizlikler okulun genel başarı düzeyini olumsuz etkilemektedir.

            4.1.4- Okullarımıza Mezunlarının  Desteği Sağlanmalıdır.

            Meslek okullarımızdaki arkadaşlık ilişkileri ve okul aidiyetleri diğer okullardan farklı ve daha yoğundur. Bu durum, emek ve yoğun uygulamalı eğitim tezimizi desteklemekte olup, emek ve yoğun uygulamalı eğitimin bir uzantısı olarak gördüğümüz bu duygu yoğunluğunun, mezunlar dernekleri vb. yöntemlerle okullarımıza yansıtılmasının okullarımızın başarısına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.

Bu yaklaşımla okul idarecilerimizin de teşvik ve destekleri ile 2016 yılında kurduğumuz Mezunlar derneğimiz ANTEMDER uygulamaları ve sonuçları bu düşüncemizi  de doğrulamıştır.

Olumlu çalışmalarımızın onaylanarak İl düzeyinde Mesleki  ve Teknik Eğitime katkı sağlamak üzere İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ANTEMDER arasında imzalanan MESLEKİ EĞİTİME DESTEK ve İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ de tezimizi, önerimizi ayrıca desteklemektedir. Okullarımız “gönüllülük” desteklerini ve katkılarını teşvik etmelidir.

Mevcut uygulamalarda Okul aile birlikleri yasal olarak okullarda faaliyet göstermektedir ancak okul aile birliğini oluşturan öğrenci velilerinin mezunların yerini tutmadığı, veli katkısının öğrencisinin öğretim süresine bağlı olarak değişkenliği  ve benzeri özelliklerinden dolayı  Okul Aile Birlikleri önerdiğimiz Mezunlar Derneklerinin yerini tutmamaktadır.

Mezunlar okullarına aidiyet duyguları ve anılarıyla ömür boyu bağlıdırlar. Bu durum faydaya dönüştürülmeli, Mezunlar derneklerinin okullarda faaliyet göstermesi  ve okullara desteği sağlanmalıdır.

Derneklere okul içerisinde çalışma ofisleri verilerek mezunların okula dönüşü  ve mevcut öğrenci okuldaşlarını desteklemeleri teşvik edilmelidir.

 

4.1.5 – Öğrenci unsuru:

4.1.5.1-1990lı yıllardan itibaren okullarımıza gelen öğrenciler ilk öğretim aşamasında

öğrenmeleri gereken Türkçe, matematik vb. ana derslerden yetersiz olarak gelmektedirler. Bu iki ana konuda yetersiz olan öğrencilerin mesleki ve teknik eğitimin temel niteliği olan üç boyutlu düşünebilme, muhakeme ve tasarım becerisini kavrayıp geliştirmeleri mümkün olmamaktadır.

Bu durum meslek okullarımızın düzeyi için hazırlanmış olan programların uygulama başarısını engellemektedir. Bu nedenle okullarımıza gelecek öğrencilerin ciddi seçme sınavlarının ardından seçilerek başarılı öğrencilerin okullarımıza alınmaları kaliteyi artıracaktır. Mesleki Teknik liselerimize sınavsız öğrenci alınmamalıdır.

Mühendisçe tanımı ile  “sisteme giren hammaddenin kalitesi oranında ürün  kalitesi de yüksek olacaktır” aksi halde ürün ihtiyacı karşılamayacaktır, karşılamamaktadır. Okullarımızın son yıllar grafiklerinden de durum görülecektir.

            4.1.5.2- Mevcut uygulamada okul kaydına müteakip bir yıl boyunca öğrenciye başka okullara geçiş/nakil imkanı tanınması tüm okullarda eğitimi olumsuz etkilemektedir.

                                                                                                                                                       Yıllardır süregelen uygulamalarda da okulların açılışında ilk haftalarda, kapanışında son haftalarında ders yapılmadığı gerçeği yanında yeni uygulama daha da olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.

            4.1.5.3- Genelde kamuoyu ve özelde ilköğretimdeki öğrenci velileri mesleki ve teknik okullarımızı yeterince tanımadıkları, eğitim süreçleri ve sonuçlarını yeterince bilmedikleri için, yetenekli öğrenciler okullarımıza gönderilmemekte, çoğunlukla diğer liselere gidemeyen öğrenciler “ boşta kalmasın” mantığı ile okullarımıza gönderilmektedir. Bu durum da okullarımızın başarı grafiğini düşürmektedir.

4.1.5.4- Son yılda adrese dayalı okul kaydı ile okullarımıza gelen öğrenci vasatı daha da düşmüş, bazı birim ve bölümlerde boşalmalar olmuştur. Her semtte Mesleki ve teknik okul olmadığı ve her okulda aynı bölüm ve alanlar bulunmadığı için öğrenciler istedikleri okul ve bölümlere gidememişlerdir.

4.1.5.5- Genel anlamda tüm öğrencilerin, özellikle de son sınıf öğrencilerinin sınıf geçme yönetmeliği yeniden değerlendirilerek, okul başarısı ve öğretmen kanaati etkin hale getirilmelidir.

Mevcut uygulamalarda, uygulama eğitimi için gittiği işletmelerde 100 tam puan alan öğrenci okuldaki dersleri zayıf da olsa ortalama hesabıyla sınıf geçmektedir. Bunun farkında olan öğrencinin son yılda okula ve öğretmene olan ilgi, saygı ve aidiyeti zayıflamakta kendi başarı grafiği de düşmektedir.

4.1.5.6- Önceki yıllarda temel meslek eğitimi, bölümlerin atölyelerinde gerçekleşip yıllık stajlar ile piyasaya mesleki uyum süreçleri gerçekleştirilirken; Son yıllarda 12. sınıf öğrencilerinin meslek eğitimi tamamen işletmelere kaydırılmıştır. İlk bakışta cazip ve yararlı görülse de; ülkemizin farklı alanlarda ki işletmelerinde personel ve teknik donanımların  kentlere ve bölgelere göre aşırı farklılıklar göstermesi, kimi işletmelerde öğrenciye bilgi ve beceri desteği sağlayabilecek nitelikte teknik ve idari kadroların bulunmayışı durumları, işletmelerden beklenilen yararları engellemektedir.

Diğer yandan okulunda sadece 10. ve 11. sınıfında mesleğini gereğince öğrenemeyen öğrencilere işletmelerde güvenilmemekte,  mesleği ile ilgili işler verilememekte, öğrenciler işletmelerin ucuz yardımcı eleman ihtiyaçlarını karşılayan bireyler durumuna düşmektedir.

Ayrıca işletmelere giden öğrencilerin çoğunluğu mesleki disiplinden kopmakta, işletmede verilen puan ve notlarla sınıfını rahatça geçtiği için okul ve öğretmene olan ilgileri, bağları  zayıflamaktadır.

Tesadüf de olsa yeterliliği olan bazı işletmelere giden öğrencilerde beklenilen gelişim sağlanmakta ise de bu oran kanaatimizce % 10 dan fazla olmamaktadır.

“USTA ÖĞRETİCİLİK BELGESİ” küçük ölçekli işletmeler için makul bir gerekçe gibi görülse de birden fazla mühendisin görevli olduğu işletmelerde, Mühendisten Usta Öğreticilik belgesi istemek incitici olmaktadır. Bizzat Okulumuz mezunu Makine Mühendisine ait iş yerine Usta öğretici Belgesi olmadığı için stajyer öğrenci gönderilememektedir.

            4.1.6- Mesleki ve Teknik Okulların Yönetimi.

            Mesleki ve teknik eğitim okulları doğası gereği endüstriyel üretime dayalı atölye ve beceri eğitimlerinin yoğun verildiği İşletme boyutlu kurumlardır. Buradan hareketle bu okulların müdür ve yardımcıları, yöneticilik yetisi olan temel meslek branşlarından birinde atölye ve bölüm yöneticiliği yapmış liyakatli  teknik öğretmenlerden seçilmelidir. Bu okullarda idareciler değil, yöneticiler görev almalıdır. Okullara Yönetici atanırken Siyaset değil, LİYAKAT ön planda olmalıdır.

            Bu okulların müdür ve yardımcıları her yıl düzenli olarak, İşletme yönetimi ve organizasyon eğitimi, ergen eğitimi, sosyoloji, psikoloji ve pedagoji alanlarında akademik düzeyde seminer ve konferanslarla destek verilmelidir. Bir okulun başarısının okul müdürü ile birebir ilgili olduğu unutulmamalıdır.

            4.1.7- Mesleki  ve Teknik Okullarının isimleri:

Okullarımızın isimleri 1930’lu yıllardan itibaren Sanat Okulu, Endüstri Meslek Lisesi,Teknisyen Okulu, Teknik Lise, Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ve son haliyle de Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmuştur. İmam Hatip okulları ve düz liseler dışındaki tüm meslek okullarının ismi “Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” olmuş ve “Anadolu Lisesi” ibaresiyle de kamuoyu yanıltılmıştır.

Anadolu Liselerinin açılış amacı, temel olarak eğitimin tamamını ana dil haricindeki bir yabancı dil ile sürdürmekti. Başlangıçta da çok başarılı öğrenciler yetiştirildi. Ancak meslek okullarımızda yabancı dilde eğitim yoktur, bu okullara yabancı dilde eğitim yapabilecek nitelik ve kapasitede öğrenci

gelmemektedir. İçeriği ve özelliği tam olarak bilmeyen öğrenci velisi okulun ismine  kanarak farklı duygularla çocuğunu okullarımıza göndermekte, sonuç da yetersiz olmaktadır.

                                                                                                                                             

Ayrıca Meslek Okullarının isimlerinden eğitimini verdiği alan ya da konu ile ilgili sözcükler çıkarılarak (Endüstri, Turizm, Ticaret, Sağlık, Kimya, Yapı vb.) kargaşa yaratılmıştır. Endüstriyel eğitim veren Mesleki ve Teknik Liselerimizin isimleri yeniden  “Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi” olmalıdır.

 

4.1.8.   Alanlar (Bölümler)  ve Dallar,

Endüstriyel tabanlı eğitim veren ve bir önceki isimleri “Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi” olan okullar içerisinde Çocuk Gelişimi, Bilgisayarlı Muhasebe, Güzellik ve saç bakımı, Hasta ve  Yaşlı hizmetleri, Gıda vb. Alan ve dallar olmamalıdır. Endüstriyel  anlamda temel mühendisliklerin alt yapısını hazırlayan Alan ve Bölümler aynı binada, aynı bahçede ve aynı müdürlüğe bağlı eğitim vermemelidir.

 

4.1.9. Atölye ve laboratuarlar,

4.1.9.1-  Okul atölye ve Laboratuarları:

Okullarımızın atölye ve laboratuvarları makina alet ve edavat yönünden yetersiz kalmaktadır.

Gelişen teknolojiye ayak uydurulamamaktadır. Temel el becerisine uygun  mevcut makineler kullanılmaya devam ederken Bölümlere teknolojiye uygun yeni makine ve aletler alınmalıdır.

 

4.1.9.2-  İşletmelerin ofis, atölye ve laboratuvarları:

Kentlerin sanayideki gelişmişliklerine paralel olarak her kentte eğitim plan ve programlarına

uygun, yeter sayıda makine ve uygulama ortamları bulunmamaktadır. Bazı kentlerdeki yetersizlikler okullara alınacak teknolojik makine ve araçlarla giderilip dengelenmelidir.

            Aksi halde Karaman, Kars, Bursa, İstanbul veya 30- 40 bin nüfuslu ilçelerdeki okullarda aynı bölümleri okuyan öğrenciler arasındaki bilgi ve beceri gelişimindeki farklılıklar devam edecek bu durumda istihdamı  ve kaliteyi olumsuz etkileyecektir.

 

            4.1.9.3- Atölyelerde iş güvenliği Konusu:

 

            Okullarımızın atölyelerinde, bizzat iş başında üretime yönelik iş yaparak eğitim verilmektedir. 6331 sayılı  iş sağlığı ve iş Güvenliği kanununa okullara ve ihtiyaçlarına uygun, eğitimi engellemeyecek maddeler, çözümler eklenmeli ve uygulanmalıdır. Uygulamalı Atölye ve şantiye Eğitimleri esnasında öğrencinin eline çapak batsa, ayağına parça düşse, başını makineye çarpsa vb. durumlar iş kazası olarak işlem görmekte, görevli öğretmen ve idareciler yargılanmaktadır. Diğer yandan okullarımıza öğrenciler 14-15 yaşında gelmekte 18 yaşını doldurmadan mezun  olmaktadır.  Eğitim süreçlerindeki iş kazaları riskleri diğer okullardan kat kat fazladır. Öğrencinin öğrenebilmek için fiilen temrin ve  iş yapması gerekmektedir. Bu konuların tedirginliği eğitimi olumsuz etkilemektedir. Örneğin İnşaat bölümü öğrencisi iskeleye, çatıya çıkarılamamaktadır. Okullarımıza yeterli iş güvenliği ödenekleri verilmediği için riskler devam etmekte, öğretmen öğrenciye iş yaptıramamakta, uygulama eğitimi yetersiz kalmaktadır.

4.1.10-Temrinlik uygulama malzemeleri,

Atölyelerimizde eğitim gören öğrencilerin mesleklerini gereğince öğrenmeleri için, yeterince

uygulama/temrin yapmaları gerekmektedir. Bölümlerin özellik ve ihtiyaçlarına uygun yeterli temrinlik malzeme temin edilmelidir.

NOT: 9 sayfadan ibaret bu rapor; ANTEMDER üyelerinden  üniversite öğretim üyeleri, sanayiciler, İl yönetimlerinde ve sivil toplum kuruluşlarında görevli yöneticiler ile  öğretmen ve öğrencilerin  görüşleri, ve katkıları ile hazırlanmıştır.

Milli Eğitim Yöneticilerimizin  Mesleki Teknik Eğitimin geliştirilmesi konusunda ki çabalarını izliyor, destekliyor,  yararlı olmasını dileğimizle  raporumuzu ilgilerinize  saygıyla sunuyoruz. 10.07.2023

 

                                                                                   ANTEMDER YÖNETİM KURULU ADINA

                                                                                                     Orhan YÜKSEL

                                                                                                           Başkan

                                                                                                                                                                  9/9